Üstad Bediüzzaman meşveret ve şûrânın önemli bir boyutunu Hutbe-i Şamiye’de şöyle ifade ediyor:
Yine süslü ve iddialı mesajlarla eğitim meselesi bir şekilde gündeme geldi.
Fatih Sultan Mehmed’in son “askerî seferi”, kaderin garip bir tecellisi olarak “ölüm seferi”ne dönüştü: 3 Mayıs 1481.
Eskişehir’den Zeliha Hanım:
Yatırım, üretim ve istihdamdan yoksun; enflasyon, faiz ve döviz kıskacındaki ekonomide ülkeyi felâkete sürükleyip başta demokrasi, hukuk, temel hak ve hürriyetler olmak üzere her alanda karaya oturtan “iktidar cephesi”nce ortaya atılan “yeni anayasa” tartışması sürüyor.
Cemaat, sadece “topluluk, toplum” gibi kısır ve ruhsuz kelimelerle ifade edilemez; maddî-mânevî, dünyevî, uhrevî, sosyal, kültürel çok boyutları vardır.
Bu mevzuda geciktiğimizi biliyoruz.
AKMHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin “DEM Parti kapatılsın” çağrısından sonra aklı başında herkesin aklına gelen soru şu: “DEM Partinin yedeği kuruldu mu ve kurulduysa hangi parti?” “Kürtlük bilincine sahip olanların oy verdiği partilerden hangisi ne zaman kuruldu ve ne zaman hangi partiye yerini terk etti” sorusu, cevabını ezbere veremeyeceğimiz kadar zor.
2) Bediüzzaman muhâliflerinin hâl-i pürmelâli (Ve onların günümüzdeki versiyonu)
Geçen hafta Risale-i Nur Enstitüsü, Yeni Asya Gazetesi ve Köprü Dergisi’nin 17. Risale-i Nur gençlik Kongresi kapsamında Ankara’da ortaklaşa düzenledikleri “Toplumun Temeli Aile” temalı akademisyen, yazar ve araştırmacıların masa çalışmaları faaliyetlerine iştirak etmiştik.
(Dünden devam)
ŞİİR
Mûte savaşında, sancağı Zeyd aldı ve şehid edildi. Sonra Câfer aldı ve o da şehid edildi. Sonra da sancağı Abdullah İbn-i Revâha aldı ve o da şehid edildi. Bundan sonra da sancağı Hâlid bin Velid aldı.